Ecdadım bu memleketi tahta bıçakla
feth etmiş, ben de kılıcımla koruyacağım.
Kalkıp gitmeniz hakkınızda hayırlı olur. "
Bu sözlerle Isparta, işgale karşı olduğunu ve gerekirse silaha
karşılık verebileceğini kesin olarak ortaya koymuştur. İtalyanlar
Ispartalıların kendilerine karşı sert tepkilerini anlamakla beraber,
çeşitli bahanelerle siyasi temsilciler göndermeye devam ettiler. Ancak
bu ziyaretlerinde çok dikkatli olarak önceden izin bile aldılar.
28.10.1919 tarihinde Isparta’ya halı almak için geleceği bildirilen
İtalyanlara izin verilir. Bir İtalyan subayı yanında başka subaylar ve
Yahudi bir tercüman ile Isparta’ya gelir. Otomobillerini Kerimpaşa
Hanı’na bırakarak Şark Halı Şirketine giderler. İzin verilen sayıdan
fazla kişinin gelmesi Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin dikkatini
çeker. Emekli Subay Yılmaz İbrahim komutasında 15 kişilik silahlı bir
grup devriye çıkarılır. Aynı gün gecesi Şark Halı Şirketi’nde bulunan
İtalyanlar silahlı devriyeler tarafından alınarak Hafız İbrahim’in
huzuruna getirilir. Korku içinde olan heyete Hafız İbrahim yüksek sesle,
izinsiz ve habersiz niçin geldiklerini sorar. İtalyanlar Isparta’yı
geliştirici ticari girişimler yapmak istediklerini belirtirler. Ancak
Hafız İbrahim’in kararlı tutumu karşısında kendisinden güvenlik belgesi
alarak Burdur’a dönerler. Çünür-Fandas yoluyla Burdur’a giden
İtalyanların yolu sık sık milli kuvvetler tarafından kesilerek
Isparta’nın organize ve çok sayıda
askeri güç tarafından korunduğu izlenimi verilir. Isparta Sancağı,
Ispartalıların gösterdiği kesin ve azimli tavır karşısında işgal
edilememiştir.
Özetle, 1919-1923 yılları arasında Milli Mücadele döneminde Isparta,
yörede söz konusu olan yabancı işgallerinden en az etkilenen illerden
biri olmuştur. İhtilaf devletlerinden olan İtalyanların nüfusuna
bırakılmış olan Isparta, çok büyük bir direniş göstermiş, İtalyanların
işgaline boyun eğmemişdir. İç Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgelerini
birbirine bağlayan önemli bir coğrafi konumda bulunan Isparta, çeşitli
yönlerden önemli gelişmelerini Cumhuriyet döneminde sağlamıştır.
Isparta ve ilçelerinin gelişmelerini Cumhuriyet döneminde iki
safhada incelemek gerekir. İlki, 1960 yılına kadardır. Bu dönemde
sosyal, ekonomik ve bayındırlık yönlerinden özellik taşıyan çalışmalara
başlanmıştır.
Cumhuriyet Türkiye’sinde Isparta’nın
ikinci gelişme safhası 1960 yılından sonra başlar. Bu tarihten bu yana
gelişme sürecinin daha da arttığı, özellikle sanayileşme ve şehirleşme
hareketlerinin önem kazandığı görülmektedir.
Isparta, Cumhuriyet döneminde de 1960 yılına kadar olan devrede bir
taraftan bellibaşlı bayındırlık hizmetlerine kavuşurken, özellikle gül
tarımcılığının ve halıcılığın gelişmesi ile ekonomik yönden önemli
ölçüde etkilenmiştir. 1936 yılında Isparta’nın demiryoluna kavuşmasının
yöreye olumlu etkisi büyük olmuştur. 1960 yılından günümüze kadar geçen
süre içinde ise, Isparta’da modern şehirleşme hızla etkisini göstermiş
birçok sosyal, eğitim, sağlık, sanayi tesisleri merkez kentte olduğu
kadar ildeki diğer yerleşmelerde de kurulmuş ve kurulmalarına devam
edilmektedir.
12 Haziran 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder