“Kadı Mescidi” yıktırılarak yerine bu
cami yapılmılştır. Kare planlı, ahşap tavanlı ve üstten kırma çatıyla
örtülü caminin kuzeyinde son cemaat yeri kuzeybatı köşesinde bir
minaresi vardır. Camii 1832, 1879, 1888, 1914 ve 1950 yıllarında onarım
görmüştür.
Caminin doğu cephesinde altta üç, üstte dört, batı cephesinde altta üç,
üstte beş, güney cephesinde altta ve üstte dörder pencere açıklığı ile
doğu ve batı cephelerinde birer tali giriş açıklığı yer almaktadır.
Açıklıkların tamamı taş söveli ve sivri kemerlidir. Batı cephesinin
kuzey ucunda yer alan iki şerefeli minaresi kare kaide üzerinde
yükselir. Köşeleri pahlı pabuçla geçilen gövdenin şerefe altları
mukarnaslıdır.
Kare şeklinde turkuaz çini plakalarının birbirine köşelerinden
birleştirmek suretiyle oluşturulan birer süsleme şeridi gövdede yer alan
taş bilezikleri alttan ve üstten sınırlandırmaktadır. Ayrıca peteğin
külahla birleştiği kesimde turkuvaz çini plakalar göze çarpar. Son
cemaat yeri yedi sütunla desteklenen düz ahşap tavanlıdır. Üstten kırma
çatıyla örtülüdür. Çatı giriş ekseninde üçgen alınlıklıdır. Harimin son
cemaat yerine bakan cephesinde üstte beş, altta dört adet sivri kemerli
pencere vardır. Eksende bir giriş kapısı yer alır. Cephe yüzeyinde,
mihrabiyeler ile bunların çevresinde yoğunlaşan XVIII. yy. Kütahya
çinileri bu cephede önemli süslemeyi oluşturur. Duvar üzerinde bitkisel
ve geometrik süslü devşirme malzemeler de vardır. Harim içi, ahşap
direklerle üç bölüme ayrılmış ve Kütahya çinileri ile süslenmiştir.
Küçük Gökçeli Kırık Minare Camii: Cami yıkılmış olup, bugün yerine yeni
küçük bir cami yapılmıştır. Minaresi eski olup, tuğladan yapılmıştır.
Yapı tekniğine göre Anadolu Selçukluları döneminde XIII. yüzyılda
yapıldığı tahmin edilmektedir. 1402 yılında
Timur istilası zamanında tahrip
olmuştur. Minaresi Anadolu Selçuklu döneminin mimari özelliklerini
taşımaktadır. Minarenin kaidesi düzgün kesme taştan olup, silindirik
gövde kırmızı tuğladandır.
Atabey Sinan Camii (Kurşunlu Camii): Bu yapıya Defterdar Burhanettin
Paşa Camii de denilmektedir. Isparta’daki Firdevs Bey Camisi gibi Mimar
Sinan stiliyle H. 1000 / M. 1591 yılında yapılmıştır. Tek kubbeli olan
yapının kubbesi kurşun kaplıdır. Caminin minaresi, basamak merdiveni,
orta direk ve dış duvarının bir bütün olarak oyulduğu kasnakların üst
üste dizilmesiyle meydana gelmiştir.
Feyzullah Paşa Camisi: Feyzullah Paşa Camisi Atabey’in Müftü
Mahallesinde, Ertokuş Medresesinin tam karşısında bulunur. Medrese
avlusu ile cami arasında 5-6 metrelik yol vardır.
Böcüzade Süleyman Sami’nin el yazması Isparta Tarihinde adı geçen
caminin H. 900 / M. 1495 yılında yapıldığı yazıyorsa da buna imkan
yoktur. Çünkü Osmanlıların kuruluşundan XIX. yy. başına kadar geçen
dönemde Köprülüzadeler dışında (Fazıl, Feyzullah, Fazlullah) adında
biyografisi verilen paşadan başka birisine rastlamak mümkün
olmamaktadır. Yapılış tarihi 1645-1648 yılları arasıdır. Caminin üstü
eskiden toprak damla örtülüyken, zamanla harap olduğu için 1924 yılında
yıkılarak yeniden bugünkü haliyle yapılmıştır. Yapımı sırasında eski
gelenek izlerini taşıyan ahşap sütunlar ve tahta işlemeler aynen tekrar
kullanılmıştır. Caminin tuğla minaresi sağlam olduğundan aynen
bırakılmıştır.
Minarenin kuzeye bakan kısmında kürsü
ile gövde arasında yani pabuç kısmında H. 1278 / M. 1861 tarihli bir
kitabe vardır. Bu kitabede minarenin belirtilen tarihte Mehmed Uşşaki
tarafından imar edildiğinden söz edilmektedir.
Eğirdir Hızırbey Cami: Halk arasında Ulu Camii olarak da bilinip, resmi
kayıtlardan caminin yapılış tarihi hakkında bir bilgiye
rastlanılamamıştır. Bununla birlikte Hızırbey (Ö. 1328) tarafından
duvarlar kargir ve üstü toprak damlı olarak yaptırıldığı
düşünülmektedir. 3000 kişinin aynı anda ibadet yapabildiği caminin
damında kışın biriken karları atmak için damın bir bölümü açık
bırakılmış ve caminin içinde bir kar kuyusu yapılmıştır.
Cami, 1814 Eğridir de çıkan yangında yanmıştır. Eğridir mütesellüm ve
muhafızı Yılanlıoğlu Şen Ali Ağa tarafından halktan toplanan yardımlarla
eski tarzına uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiştir. 1883 yılında da
Hacı Murat Ağa öncülüğünde çatısı kiremitle örtülmüştür. Caminin
minaresi Dündar Bey Medresesi ile Hızırbey Camiinin ortak duvarını
oluşturan kale suru üzerinde kale kapısı üzerinde inşa edilmiştir. Bu
şekliyle oldukça orjinaldir
12 Haziran 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder