ve yaşadığı zamana dair bir bilgi
yoktur. Halk dilinde, Seydi Halife’nin Isparta’da Şeyhi Feraiz’de hocası
ve üstadı olduğu, Seydi Halifenin ölümünden sonra, Feraiz’de şüpheye
düştüğü halde Halife Sultan Türbesine giderek zorluklarını giderdiği
söylenir. Şu halde adı geçen eserin, Halife Sultan tarafından, Alaaddin
Efendiye bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bundan da Seydi Halifenin, Şeyh
Alaaddin’den önce yaşadığı, eserin Alaaddin Efendinin ölümünden sonra
yazıldığı sonucuna varılmaktadır. Timurlenk’in Hamid Eli yöresine
geldiğinde bu tarikata sevgisinden dolayı Ispartalılara kötülük
yapmadığı söylenir.
Şeyh Alaaddin Efendi (Aldan Efendi): Isparta’nın Gülcü Mahallesinde
Hergele Meydanı doğusundaki “Binti Emir Mezarlığı” içinde bulunur. Yapı
dikdörtgen ve kiremitli bir çatı ile örtülmüş olup, yeni yapıdır.
Erdebili Tarikatından olup, yukarıdaki açıklamalara göre Seydi Halifenin
Halifesi (şeyhin vekili) olduğu anlaşılmaktadır.
Hace’i Sultani (Abdülkadir Geylani): Hisar Mahallesinde, dikili taş
yanında “Uyuoğlu Tekkesi” adıyla bilinen yerde yatan Abdulkadir Efendi
aslen Ispartalı olup, I. Murad zamanı bilginlerinden Mevla Ali Tusi’ye
hizmet ederek bazı rütbe ve memurluklar almıştır. Daha sonra Fatih
Sultan Mehmet’e hocalık etmiştir. H. 857 / M. 1453’den 1467’ye kadar
Başbakanlıkta bulunan büyük vezir Mahmud Paşa’nın karalamasıyla
azledilmiş ve Isparta’da oturmaya mecbur edilmiştir. Sonra hastalığa
tutularak ölmüştür. Adı geçen zat,ünlü Abdulkadir Geylâni’nin kurduğu
tarikata üye olmuş, adını ayırmak için Hace-i Sultanî denmiştir.
Sakalını kına ile boyadığından
“Kınalı Abdülkadir Efendi” de denir.
Türbesi karşısındaki delikli taştan sıska ve hasta olan süt çocukları
geçirilerek sağlıklarına kavuşacaklarına inanılır.
Gökveli Sultan (Şeyh Recep): Günümüzde bulunmayan Harabizade Medresesi
içinde Kavaklı Camii bitişiğinde gömülü olan Gökveli Sultan veya Şeyh
Recep Efendi, Isparta’ya Horasan’dan gelmiştir. Kendisinin bir çok
kerametleri vardır. En önemlisi 3-4 yaşındaki yürüyemeyen çocukların bu
türbe çevresinde üç defa dolaştırılarak yürümeye başlamalarıdır. Bunun
için Cumartesi ve Çarşamba günleri çocuklar türbeye götürülür. Bu
nedenle şeyhe “ayak dedesi” denilmiştir.
Sıtma Dedesi: Piri Mehmet Efendi zamanında ve ondan sonra yaşadığı
sanılmaktadır. Bu zatın sıtma tutanları, ısıtılmış söğüt yaprakları
üzerine yatırarak terlettiği, sonra söğüt ağacı yapraklarını ve
kabuklarını kaynatıp, hastalara içirerek iyileştirdiği söylenir. Yatırın
yeri daha sonra yapılan şehir düzenlemeleri dahilinde kaldırılmıştır.
Hızırabdal Sultan: Hızırbey Mahallesinde kendi adıyla anılan türbede
gömülüdür. Eldeki vakfiyelere göre H. 880 / M. 1476 tarihinde Nakşibendi
Halifesi olarak Isparta’ya yerleşmiş, müritlerince yetiştirilen
ürünlerle tekkesinin gelirini sağlamıştır. Hızır Abdal H. 937 / M. 1531
yılında ölmüştür. Bu zat aslında Nakşibendî iken, buraya sığınan
Bektaşilerin etkisiyle tekkesi zamanla Bektaşi tekkesi haline gelmiştir.
Teberdar Mehmet Dede: Mevlevi
şeyhidir. Eskiden Mevlevihane’de gömülü olan bu kişi oruçlu ve yaya
olarak birkaç defa Hicaz’a gittiği rivayet edilir. Dönüşte Şam’a
uğrayarak Kartal Dede’den halifelik almış, Isparta’ya yerleşerek
Mevlevihane’de ayin yaptırmıştır. H. 1012 / 1032 yıllarında sağ olduğu
Sefinevi Mevleviye’de yazılıdır. Bu kişinin sarılıklı hastaların dil
altını ustura ile kesip, biraz kan akıtarak sarılık hastalığını tedavi
ettiği söylenir.
Yavruzade (Kılıcı) Hacı Hüseyin Efendi: Tabakhane mahallesinde bulunan
Yavruzade Tekkesinin kurucusu olan Hacı Hüseyin Efendi Savlı olup,
1769’da doğmuş ve 1858 yılında ölmüştür.
Tavganalı Şeyh Hacı Mehmet Nuri Efendi: Ispartalı olup, Hacı Bektaşi
Veli dergahına Postnişin ve şeyh olarak gönderilmiştir. İskender
Mahallesinde tekke kurmuş ve 1872 yılında ölmüştür. Ağrı ve sızı
giderici dualar ve muskalar ile ün yapmıştır.
Yedi Şehitler: Yedi Şehitler, yedi ayrı mezarda gömülü olup, en ünlüleri
Kesikbaş Gazi’dir. Isparta’nın ilk fetih yıllarında düşmanla yaptıkları
savaşta her birinin bir bölgeyi koruduğu, şehit olmalarıyla öldükleri
yere gömüldükleri söylenir. Tabakhane Camii yanında Kesikbaşa ait bir
türbe vardır. Türbenin kövke yapısı çokgen gövdelidir. Yedişehitlerden
birisi Şeremed Dede adıyla İskender Mahallesinde, diğeri Hu dede adıyla
Doğancı Mahallesinde, diğerleri Kurtuluş ve Yenice Mahallelerinde
medfundur.
Veli Baba Sultan Türbesi: Senirkent’in 3 km kuzeyindeki Uluğbey (eski
adı İlegöp) kasabasındadır.
12 Haziran 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder